14 Ağustos 2020 Cuma

Kız Kulesi Efsanesi

Kız Kulesi, M.Ö. 5. Yüzyıl'da Yunanlılar tarafından İstanbul Boğazı'nda bulunan Üsküdar'ın Salacak kıyılarının yakınlarına inşa edilmiştir. Resmi kaynaklardan elde edindiğimiz bilgilere göre Kız Kulesi'den ilk defa M.Ö. 400 yıllarında bahsediliyor. İnşa edilmesindeki  amaç deniz ticaretinde bir gümrük noktası olmasıydı. Kurucusu Yunan Devletinin Atina şehrinde görev yapmakta olan bir komutandır. Atina döneminin güçlü devletleri arasında yer almaktadır. Kimi tarihçilere göre de dalgakıran işlevi görmesi için tasarlanmıştır. Kız Kulesi hakkında bir çok efsane vardır. Bu sebepten İstanbul'da hakkında net bir şey söylenemeyen tek tarihi eserdir.

Roma İmparatorluğu'nda Kız Kulesi

Yüzyıllar sonra Byzantion, Konstantinopolis olduktan sonra ilk kulenin inşası da bitmiştir. Tarihçilerin elde ettikleri verilere göre ilk kuleyi Roma'da güçlü bir hanedanlık olan Komnenos hanedanlığından İmparator olan Manuel Komnenos (1143 - 1180 yılları arasında yaşamıştır. ) yaptırmıştır. İmparator Manuel'in kuleyi yaptırmasının amaçlarından birisi  İstanbul Boğazı'nın kontrolünü eline almak ve oradan geçmek isteyen gemilerden vergi ücreti sayesinde kar elde etmektir. Bu fikrini desteklemek için Avrupa sahili ve Kız Kulesi arasına büyük bir zincir çektirmiştir. Zincirin ağırlığı sebebiyle batmaması için bir sürü sal yaptırıp onları zincirin altına yerleştirdi. Kimi araştırmacı tarihçilere göre Kız Kulesi zincirin ağırlığını kaldıramayıp yıkılmıştır. Dipnot olarak şunu da ekleyelim Kız Kulesi İstanbul'un fethinde sadece Venedik'li bir komutan ve küçük bir taburunun beklediği bir yerdi. Bunun sebebi ise yüzyıllar geçtikçe ekonomik yönden zayıflayan Roma İmparatorluğu Kız Kulesi'ne karşı olan ilgisini kaybetti. Ekonomik yönden ilgisini kaybeden Kız Kulesi, Roma İmparatorluğu'nda sonraları birilerini esir tutmak veya tecrit etmek için kullanılmaya başlandı. Konstantinopolis'in halkı zamanla Kız Kulesi hakkında hikayeler anlatmaya başladı. Kız Kulesi' de bu hikayeler sonucu bir çok isme sahip oldu.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kız Kulesi

Fatih Sultan Mehmet Han zamanındaki tarihçiler İstanbul'un fethinden sonra Kız Kulesi'nin tekrardan yapıldığını söyler. 1509 Yılında olan o zamanın İstanbul'da yaşayan insanların değimiyle "Küçük Kıyamet (Kıyamet-i Suğra) " depreminde zarar görmüştür. Dönemin önemli mimarlarında olan Hayrettin tarafından tamir edilmiştir. 200 Yıl sonra Osmanlı İmparatorluğu Kız Kulesi'ni fener olarak kullanmaya karar vermiştir. Fakat o zamanlarda kullanılan kandil yağıyla kısa süre içinde yanmıştır. Yangından sonra kâgir taş ya da tuğladan yapılmış olan (yapı, duvar vb.) olarak baştan yapılmıştır. Kız Kulesi Osmanlı İmparatorluğu'nda çeşitli özel gün ve diplomatik görüşmelerde top atılması için kullanılmıştır. Tarihçilerden elde edilen bilgilere göre Sultan 1.Abdülhamit Kız Kulesi'nde esen rüzgar ve denizin sesiyle bütün bir günü orada geçirmiş. 1. Mahmut ise Darüssade ağalarından birisinin rüşvet aldığını öğrenerek onu Kız Kulesi'nde astırmıştır. Kız Kulesi 19. Yüzyılda yayılan bir salgından halkın korunması amacıyla tecrit bölgesi olarak da kullanılmıştır.

Yunan Liderinin Hüzünü Efsanesi

Kız Kulesi, Yunanlıların elindeyken Chares isminde bir amiral ya da Kharis isminde bir kral Byzantion'a gelmiş. Makedon Kralı 1.Pilip'in bölgedeki etkisini azalmak için gelen bu kralın ya da amiralin eşi Byzantion'da kaptığı bir hastalıktan dolayı vefat etmiş. Buna çok üzülen Amiral Chares ya da Kral Kharis eşi için Kız Kulesi'ne görkemli bir anıt mezar yaptırıp onu derinlere gömdürmüş.

Kız Kulesi Yılan Efsanesi

Eskilerde Kız Kulesi Kubadabad Saltanatı'nın haremliği olarak kullanılırmış. Kız Kulesi Adası'nın etrafında bir kale ve bir sürü güzel köşk varmış. Selçuklu Sultanı'nın cariyeleri ve çevresindeki herkesten çok daha güzel olan kızı adanın etrafındaki kalede yaşarmış. Selçuklu Sultanı bir gün rüyasında ( farklı kaynaklara göre bir falcının falına bakmasını sonucu ) bir yılanın kızının 18. yaşına girmeden önce sonu sokup öldürdüğünü görmüş. Sultan canından çok sevdiği kızını korumak için onu Kız Kulesi'ne hapsetmiş. Seneler sonra kızı bir gün kulede bir rahatsızlık geçirmiş ve Sultan dönemin en iyi şifacılarına kızını iyileştirmesini emretmiş. Uzun günler sonra şifacılar Sultan'ın kızı iyileştirmeyi başarmışlar. Sultan'ın kızının iyileştiği duyan köylüler ve çevredeki saltanatlar Kız Kulesi'ne hediyeler görmeye başlamış. Gelen hediyelerin içerisinde üzüm dolu bir sepet varmış. Sepetin içinde saklanan yavru yılanı kimse fark edememiş. Sultan'ın kızı gece uykuya daldığında yılan sepetten çıkıp Sultan'ın kızını sokup öldürmüş.

Kız Kulesi Yılan Efsanesi Bizans

Bizans İmparatoru'nun bir kız çocuğu olmuş. Kız çocuğunun geleceğini merak eden İmparator bir falcıya gitmiş. Falcı İmparatora kızının 18. yaş gününden önce bir yılan tarafından sokulup öldürüleceği söylemiş. Bunu duyan İmparator telaşla Kız Kulesi'ni prenses için yaşanabilecek şekilde baştan yaptırıp, kızını içeriye hapsetmiş. Gel zaman git zaman prensese aşık olan bir subay prenses için bir meyve sepeti hazırlar ve ona gizlice verir. Prenses sepeti açtığında içinden bir yılan fırlayıp prensesi sokar ve öldürür. Prenses öldükten sonra İmparator bu durumdan çok üzülür ve kızını gömmek istemez. Çünkü yılanların onu mezarında rahat bırakmayacağını düşünür. Prensesin tabutunu Ayasofya'nın en üstünde bir yere koydurur. Fakat söylenenlere göre tabutun konmasından bir süre sonra prensesin tabutunda 2 tane yılan deliği olduğu fark edilir.

Hero ve Leandros'un Ölümsüz Aşkı

Bu efsanenin normalde Çanakkale Boğazı'nda geçtiğine dair söylentiler vardır. Üsküdar tarafında güzellik ve aşk Tanrıçası Afrodit'in tapınağı vardır. Hero bu tapınaktaki rahibelerden birisidir. Afrodit'in tapınağında aşkı bulamayan yetişkinler için bulmaları umuduysa şölen düzenlenirmiş. Bir gün adanın karşısında yaşayan Leandros bu şölene katılmaya karar verir. İlk kez Hero ile orada karşılaşırlar. Karşılıklı olarak birbirlerine aşık olmuşlardır. Fakat Hero bir rahibe olduğu için erkeklerle ilişki içerisinde olması yasaklanmıştır. Hero zamanla dayanamayıp aşkına yenik düşer ve gece vakti Leandros'a elindeki bir fener ile işaret yollar. Leandros belki Hero'dan bir işaret gelir umuduyla hep tapınağı izlemektedir. İşareti gören Leandros, Hero'ya ulaşmak için denize dalar ve yüzerek yanına gider. İkili bundan sonra her gece Hero'nun fener ile gösterdiği yol sayesinde denizi aşıp buluşurmuş. Fakat bir gün fırtınanın olduğu zamanda Leandros Hero'yu görmek için yine denize dalar. Hero'nun tuttuğu fener fırtına sonucunda elinden düşer ve kırılır. Yolunu gece vakti bulamayan Leandros denizde boğulur. Hero sabah Leandros'un cesetinin kıyaya vurduğunu görür. Kederinden intihar edip, göremediği aşkının yanına sonsuzluğa gider.

Kız Kulesi Battal Gazi Efsanesi


Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşayan Malatya Serdarı Hüseyin Gazi'nin oğlu olan Battal Gazi öncelerinde Konstantinopolis'i kuşatmak istemiştir. Üsküdar Tekfur ( Bizans İmparatorluğu'ndaki valilere, Anadolu'daki ve Rümeli'deki Hristiyan beylerine verilen addır.)'u başlarda önemsemese de geçen zamana rağmen kuşatmanın devam etmesi yüzünden bütün hazinesini ve güzel kızını Kız Kulesine saklar. Battal Gazi Kız Kulesi'ndeki güzel kızı görünce amacından vazgeçip onun gönlünü almak ister. 7 yıl boyunca kuşatmada yatıp kalkan Battal Gazi, bir gün bütün cesaretini toplayıp bir kayıkla Kız Kulesi'ne gider. Geçen onca zaman sonra Üsküdar Tekfur'un kızı da Battal Gazi'ye aşık olmuştur. Battal Gazi Üsküdar Tekfur'un servetini ve kızını alıp atıyla oradan uzaklaşmıştır.  "Atını alan Üsküdar'ı geçti" deyiminin buradaki efsaneden ortaya çıktığı söylenmektedir.

Kaynakça;

https://www.aysetolga.com/yillara-meydan-okuyan-kiz-kulesi-efsanesi
https://www.cokbilgi.com/yazi/kiz-kulesi-efsanesi-turk-efsaneleri/
https://blog.flypgs.com/kiz-kulesi-nin-hikayesi/
https://www.tarihiistanbul.com/kiz-kulesi-efsanesi-ve-tarihi/

Kız Kulesi ile ilgili görselleri aşağıda bulabilirsiniz.








































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tanrıça Durga Efsanesi

Dünya bir sürü  "Asura" denen şeytani varlıklar ile git gide kirletiyordu.  İnsanlar her geçen gün acı çekiyordu.  Tan rıların güç...